1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Türkiye Kadın Hareketi içerisinde konuşma yapan ilk kadın örgütüyüz.
Merhaba Dostlar,
Biz katre kadın derneği olarak köylerde ve mahallelerde saha çalışmaları yapıyoruz . Çünkü biliyoruz ki yerelden çıkan geneli oluşturuyor. Ve bize yol gösteren mahallelerdeki ve köylerdeki kadınlardır.
Köyde çalışma yaptığımızda kadınlardan biri oyun hamurundan balık yaptı ve neden balık yaptığını şöyle açıkladı. “ Bu balığı yaptım çünkü bütün kadınların bu balık gibi özgür olmasını dileyerek bu balığı denize bırakıyorum dedi.
Herkes kendi makbul kadınını yaratmaya çalışıyor. Kimisi diyor ki kadın dediğin vatan, millete iyi evlatlar yetiştirir, kadın itaatkar olur, biat eder diyor. Kİmisi de diyor ki direnen kadın güzeldir. Herkes KENDİ İDEOLOJİSİNİ ÜZERİMİZE BOCA DİYOR.
Kimisi attığımız sloganlarımıza karışarak bize had bildiriyor. Oysa ki sloganlarımızda neyden rahatsız olduklarını anlamlandıramıyoruz. Genel ahlak kimin ahlakı dememizden mi, batsın batsın ahlâkınız batsın dememizden mi rahatsız oluyorlar. Erkeklerin çarkına çomak soktuğumuz da bizlere haddimizi bildiriyorlar. Evet, biz farkındayız sizler biz kadınların haklarımıza sahip çıkarak mücadele etmemizden rahatsız olduğunuzu biliyoruz. B u sloganlar, bizlerin haklarımız sahip çıkmamız sizi rahatsı zediyor, rahatsız olun. Ama erkek şiddeti bizi canımıza, ruhumuza, bedenimize kast ediyor. Keşke bizizm sloganlarımızdan rahatsız olduğunuz kadar dilinizdeki cinsiyetçilikten ve davranşlarınızdaki şiddetten rahatsız olupta hem cinslerinizi uyarsanız.
Ev içinde çalıştığımız emeğimiz görünmüyor. Evde çocuk bakımıyla, yemekle, temizlikle her işle uğraşıyoruz. Şöyle düşünelim bir günlük ev temizliği ücreti 150 lira bunu bir ay için hesaplarsak ayda 30 günden 4500 lira ediyor. Çocuk bakımını daha fazla olmasına rağmen 900 liradan hesaplarsak ayda 5400 lira gibi bir miktar ortaya çıkıyor. Şimdi erkekler bu ev işlerini ve çocuk bakımını bir şirkete ya da firmaya yaptırsalar aylık olarak bu 5400 lirayı ödemek zorundalar. Ve biz kadınların emeği bu iş yükü ve bu rakama rağmen yok sayılıyor. Hiçbir sosyal haktan yarralanamıyoruz. Ayrıca ev işi işi bizim görevimiz değil.
Köyde ki kadınlardan biri bu durumu şöyle ifade etmişti. Evlenmeden önce üniversite okumadım babamın evinde çalıştım, emeğimi babaevinde bıraktım, evlendikten sonra da kocamın evinde çalıştım ama ne bir gelirim ne de bir sosyal güvencem var dedi. Velhasıl babaevinde de kocanın yanında da emeğimiz görünmüyor, bizi kapitalist sistemde erkeklerde sömürüyor. Holdingte de çalışşsak, şirkette, tarlada, evdede çalışsak emeğimiz sömürülüyor.
Geçen haftalarda metrobuste bir taciz olayı yaşandı. Adam kadının üzerine boşaldı ve kadın göstermesi gereken tepkiyi gösterdi. Metrobüsteki erkeklerde kadının tepkisi üzerine tacizci adama tepki göstermek yerine tacizciyi sakinleştirmeye çalışıp pışpışladılar ve şefkatle kucakladılar. Erkekler orda çok net bir şekilde erkek dayanışmasının nasıl olduğunu bize gösterdiler. Bu olaya salt tepki gösteren kadınlar ve feministlerdir.
Farklı bir olayda havaalanında yaşandı. Iki kadın arasında tartışma yaşanıyor. Orada yolcu kadının görevli olan kadına tepkisi yanlıştı bunu kabul ediyoruz. Ancak bu olayın ardından sosyal medyada yolcu kadına edilmedik hakaret, cinsiyetçi küfür bırakmadı erkekler. Niçin aynı tepkiyi metrobüsteki olaya göstermedi erkekler diye soramak isterim.
Çocukları birey olarak görmemiz gerekirken çocuklar sadece birer obje olarak görülüyor. Oysa ki çocukları dinlenilse onların her şeyi anlattığı duyulacak, yeter ki dinleyelim çocuklar susmaz. Küçükçekmecede yaşaana tecavüzle ilgili bir milletvekili ve bir gazetecinin bu olayla ilgili açıklamaları fecihattı. Çocuğunuza sahip çıksaymışşısınız, 5 yaşındaki bir çocuğun sokakta ne işi var denildi. Oysa çocukların özgürce oynadığı yerler mahallesi ve sokağıdır. Çocuklar için koruyucu ve önleyici yaslar çıkarılmalı ve bu yasalar uygulanmalı.
Çocuklara yapılan tecavüzLER İSTİSMAR ADI ALTINDA YUMUŞATILMAYA ÇALIŞILIYOR Tecavüz kelimesi kullanılmıyor, çocuk istismarı deniliyor. İstismar diyerek yumuşatılmamalı bu düpedüz tecavüz.
Nafaka bu aralar çok gündemde biliyorsunuz. Erkekler ödemedikleri nafaka yüzünden kıyametleri koparıyorlar. Halbuki bu nafaka süresiz değil yoksulluk ortadan kalktığında verilmiyor ve çocuklar için de veriliyor. Erkekler nafaka yüzünden çektiğimiz eziyet, zulüm nedir deyip duruyor. Biz kadınların çaktığı zulüm ne olacak diye soruyorum onlara.
Seks işçileri her yerdeler, yerelde de genelde de varlar bunu kabul edin.
LGBTİ + lardan köydeki çalışmamızda kadınlara bahsettiğimizde hani sözde onlar köylü kadınları ya eğitimli değiller ya tepki gösterirler bilmezler deniliyor ya işte o kadınlara bahsettiğimizde can kulağıyla bizi dinlediler ve en ufak bir tepki bile göstermediler. Hatta içlerinden birinin gözleri doldu. LGBTİ + lar hepimizin evinde ve her yerdeler alışın.
Unutulmak istenen ama unutmadığını Nezihe Muhiddin, Derviş Kocaoğlu, Zehra Kosova, Maria Suphi ve Suat Derviş ‘e buradan selamlarımızı iletiyorum.
Çok bilinmesi istenilmeyen bir şeyden bahsedeceğim sizlere. Cumhuriyet halk fırkasından önce Nezihe Muhiddin öncülüğünde kadınlar tarafından Kadınlar halk fırkası kuruldu. Bu bilinmiyor çünkü kadınlar kurdu, eğer erkekler kurmuş olsaydı tabiki de biliniyor olacaktı.
Birde size Maria Suphi'den bahsetmek istiyorum. Maria unutulmak isteniyor çünkü Maria'ya tecavüz edildi, namusu kirletildi. Ama biz kadınlar Maria'yı unutamayacağız.
Mücadele ettiğimiz o kadar çok şey var ki burada hepsinden bahsedemeyiz. Bu yüzden sizleri çok fazla konuşmaya boğmayacağım. 1 Mayıs marşını dinleyip, halay çekip dans edelim bu daha güzel.
Yaşasın Kadın Mücadelemiz
Yaşasın Kadın Dayanışması
Yaşasın 1 Mayıs
Biji Yek Gulan