Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin desteği ile gerçekleştirdiğimiz projemizde, kadınların hakları ve alabilecekleri destekler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak, şiddet yaşayan kadınların destek mekanizmalarına ulaşabilmelerine destek olmak” amacıyla atölyeler yapmayı planladık.
Derneğimizin üyesi ve gönüllüsü olan kadınlar için kapasite geliştirme çalışmaları “haklarımız, farkındalık ve hukuk atölyeleri” çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Projemizin atölyeleri kadın dayanışması ve örgütlenmesinin temel prensiplerine odaklanarak düzenlenecektir.
Projede, eğitici eğitimleri uygulanarak, proje ekibinin alınan eğitimleri, proje bitiminden sonraki çalışmalarda da aktarımını yapması sağlanacaktır. Proje ekibi, halihazırda şiddet başvuruları almakta ve sahada kadınlarla farkındalık grup çalışmaları yapmaktadır; alacağı eğitici eğitimi ile deneyimleri artacak ve güçlenecektir.
Saha temsilcileri, eğitici eğitimleri alarak, yaşadıkları yerlerdeki şiddete maruz bırakılan kadınlara ulaşarak, da(ya)nışma merkezimize yönlendirmeler yapacaklardır. Saha temsilcileri, kadınların kendi aralarında dayanışma ağları kurmalarına dayanışma örneklerinin oluşturulmasına zemin hazırlayacaklardır.
Atölye çalışmalarının konu başlıkları, kadınlarla yaptığımız grup çalışmalarında alınan geri bildirimler sonucunda, ortaya çıkan şiddetle mücadelede karşılaşılan sorunlara ve kadınların yaşadığı sorunlara karşılık olarak belirlenmiştir. Yasal haklarımız ve alabileceğimiz destekler hakkında bilgi, deneyim sahibi olmak, kadın bakış açısı konusunda farkındalık kazanmak, yasal, hak ve düzenlemelerin kadınlar için daha etkin kullanılmasını sağlamak, kadınların, ev içinde ve kentsel yaşamda konumlarını güçlendirmelerine, kamusal alanda görünür olmalarına destek olmak, kadınlar için araştırmalar yürütmek, savunuculuk yapmak, yazı, haber yazmak ve yasaların kadınlar lehine uygulanmasını takip etmek, kadınların cinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal şiddete karşı mücadele edebilmeleri için destek sağlamak amacıyla, atölye konuları belirlenmiştir.
Hukuk atölyeleri;eğitim,ve hukuki haklar, adli yardım, şikayet mercileri ve mekanizmalar,6284 sayılı kanun, CEDAW, İstanbul Sözleşmesi,nafaka hakkı konularında farkındalık atölyeleri; toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı şiddet, kadının insan hakları, erken yaşta evlilikler,ayrımcılık, LGBTİ+ hakları, cinsel, bedensel , üreme hakları konularında yapılmasına karar verilmiştir.
Hukuk atölyelerimiz, kadının insan hakları ve kadın haklarına yönelik yasalar hakkında bilgilenmelerini sağlamak üzere planlanmıştır.
Kadınların, hukuki konularda bilgi sahibi olmalarının şiddetle mücadeleye başlamaları için tek başına yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Kadınların hakları konusunda edindikleri hukuki bilgiler, toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığıyla buluştuğunda şiddete karşı çok daha güçlü bir mücadele sürdürebilmektedirler.
Farkındalık atölyelerimiz, “kadınların geleneksel rolleri içinde, kadın olmanın gereğiymiş gibi yaşadıkları şiddet ve hak ihlallerini fark etmeleri ve bununla mücadele etmeye başlamaları” amacıyla uygulanacaktır. Katılımcılarımızın eğitim ve deneyim paylaşımlarıyla farkındalık; çevrelerindeki diğer kadınlarla dayanışma ve birlikte güçlenme motivasyonunu artıracaktır.
Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği olarak feminist ilke ve yöntemlerle hiçbir ayrım gözetmeksizin kadınları ve LGBTİ+ ları destekleyici çalışmalar yürütmekteyiz. Kadınlar ve LGBTİ+ lar olarak birbirimizden güç alarak ve dayanışarak erkek şiddeti ile mücadelemizi sürdürüyor, haklarımız ve hayatlarımızı savunuyoruz.
Rengimiz, dilimiz, inancımız farketmeksizin; haklarımıza, kazanımlarımıza saldırılar, katmerli sömürü, baskı ve şiddet artarak devam ediyor. Cinsiyete dayalı iş bölümü ile patriyarka ve kapitalizm, her gün kendini yeniden üretiyor. Patriyarkal sistem; evde, işte, sokakta her gün biz kadınları baskılamaya ve sömürmeye devam ediyor.
Hayatlarımızın her anını, denetleme hakkını kendinde gören, saat kaçta nerede olduğumuza, ne giydiğimize müdahale edip, ev içindeki emeğimizi görünmez kılan, iş yerlerinde güvencesiz ve esnek çalıştırılmaya bizleri mahkum eden, eşit işe eşit ücret talebimizi yok sayan erkeklerden ve erkek egemen sistemden alacaklıyız.
Sözümüzle, itirazımızla, haklı mücadelemiz ve haklı taleplerimizle sesleniyoruz.
Biz kadınlar haklarımız, hayatlarımız ve kazanımlarımız için mücadeleye etmeye devam edeceğiz. Bizler; yaşanabilir, özgür, eşit, sömürüsüz ve savaşsız bir ülke ve dünyadan yanayız!
Tüm yasaklamalara rağmen, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamaktan vazgeçmeyeceğiz.
Yaşasın 8 Mart
Wes Bo 8 Adar
Biji 8 Adare
Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü, bugün en romantik en kırmızı kalpli, bol balonlarla, bol güllerle bezetilerek aşk kisvesi altında hayatlarımıza ipotek koyularak, şiddetin meşrulaştırıldığı gün. Aşkın sevginin evliliğin biz kadınlara dayatılıp, pazarlanıp, güzellemelerinin yapıldığı gün.
Günler öncesinden telefonlarımıza çeşitli bankalardan, firmalardan sevgilimize hangi hediyeyi alırsak daha makbule geçeceğini tembihleyen mesajlar gelir. Bütün kadınların falanca markanın feşmekanca pırlanta yüzüğüne bayılacağının reklamı döner günlerce televizyon ekranlarında. Patriyarkanın kanla beslediği elmas madenlerindeki çocuk işçilerin ve insan hakları ihlallarinin kanlarıyla yıkanmış tek taşları; yine erkek şiddetini besleyen, meşrulaştıran, şiddeti başka bir şiddetle süsleyen ve bizlere dayatan bugüne isyanımız var.
Evlilikte ve ikili ilişkilerde yaşanan şiddet görünmez kılınıp, pahalı hediyelerle unutturulmaya çalışılıyor. Heteroseksüel kadın ve erkek ilişkilerini kutsayarak hem biz kadınları tahakküm altına almaya çalışan hem de cinsel yönelimi farklı olanlarımızı toplum tarafından dışlayan egemen bir ahlak anlayışı yaratarak bugünleri bizlere özel gün olarak sunuyorlar.
Biz kadınlar, her gün erkekler tarafından öldürülürken tacize, tecavüze, şiddete, her türlü baskı ve sömürüye maruz bırakılırken 14 Şubat Sevgililer Günü’nün erkekler tarafından bizlere lütufmuş gibi sunulduğu eşit olmayan aşk güzellemelerine itirazımız var. Erk olmanın ayrıcalığı ile şiddetin, sömürünün üzerini senede bir gün pahalı hediyeler ve yemeklerle kapatmaya çalışamazsınız. “Seni uğruna ölecek kadar seviyorum, seven insan kıskanır” diyerek hayatlarımızı tahakküm altına alan, biz kadınları mülkü olarak gören erkeklerin aşkları, sevgileri her gün bizleri öldürüyor. Biz eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşamı; reddettiğimiz, boşanmak istediğimiz için öldürülmediğimiz her günü bütün özel günlere tercih ediyoruz.
Biz kadınların;
- Erkeklerin, toplumun; evlilik, aile adı altında bizlere dayattıkları bu düzene itirazı var.
- Eşit olmayan aşka, sevgiye itirazı var.
- Bizi eve hapseden, tecrit eden evliliklere itirazı var
- Giydiğimiz kıyafetten tutun o saatte orada olmamıza kadar hayatımızın her alanına müdahale etmeyi kendilerinde hak olarak görenlere itirazı var.
- Kaç çocuk yapacağımıza karışan, bedenimiz üzerinde söz hakkı olduğunu düşünen haklarımızı kısıtlayan yasalara itirazı var.
- Hayırı naz olarak görenlere itirazı var. Hayır, hayırdır.
- İlişkilerde bizleri aşağılayan, küçük düşüren, söz hakkının sadece kendisine ait olduğunu düşünerek bizi flört şiddetine maruz bırakanlara itirazı var.
- Hayatımızı kolaylaştırdığı düşünülen robotlar, hediye ederek hayatımızı mutfağa hapsedenlere itirazı var.
- Aile içi şiddette, tacizde, tecavüzde; evin düzeni, ailenin huzuru, elalemin ne diyeceği yüzünden kadınları susmak zorunda bırakan, kadının iradesini erk’in buyruğuna uymaya bırakan düzene itirazı var.
- “Ailesiz kadın korumasız kadındır” diyerek bizlere en yakın şiddetin aileden geldiğinin üstünü kapatan zihniyetlere itirazı var. Daha bir kaç gün önce babası tarafından katledilen Şeyma ailesi tarafından mı korunmuştu?
Hediyeniz, aşkınız sizin; hayatlarımız, özgürlüğümüz bizim olsun.









