Katre Kadın Erzincan

  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
  • Faaliyetlerimiz
    • Danışma ve Dayanışma Merkezi
    • Projeler
    • Saha Çalışmaları
    • Duyurular
  • Resim Galeri
  • İletişim ve Konum
  • Home
  • Genel
  • Archive from category "Genel"
  • Page 3

Category: Genel

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Çarşamba, 17 Mart 2021 by Katre Kadın

8 Mart 2021 – Erzincan Kadın Platformu

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü; çiçek, mücevher, hediyeler alma günü değil, tarihte direnen, öldürülen, yaşamları, varoluşları için mücadele eden kadınlar ve LGBTİ+’lardan aldığımız güçle alanlardayız.

Biz kadınların ve LGBTİ+’ların hayatları; şiddet, sömürü ve ayrımcılık sarmalında erkeklerin devlet tarafından korunmasıyla, cezasızlık politikalarıyla ödüllendirilmesiyle geçiyor. Her gün 4 kadının öldürüldüğü ülkemizde erkek – devlet şiddeti önleyici mekanizmaları işletmeyip biz kadınların eylemlerini engellemeye çalışıyor. 6 Mart’ta İstanbulda’ki büyük kadın buluşmasında trans kadınların alana girişini engellemeye çalışan, gökkuşağı bayraklarını alana almayan polis; eylem sonrası trans arkadaşlarımıza saldırarak nefret şuçu işlemiştir. Hukuksuzca gözaltına alınan arkadaşlarımıza verilen ev hapsi kararını protesto ediyoruz.

“İnsan hakları eylem planı” diyerek ülkemize insan haklarını getireceğini söyleyenler şu an zaten iktidardadır. Sizin iktidarda olduğunuz dönemde bu ülkede insan hakları, hukuk kalmamıştır, insan hakları eylem planı diyerek yalandan planlar açıklamayın. Kayyum rektör istemeyen öğrencileri, varoluşları için alanlarda olan, “nefrete inat, yaşasın hayat” diyen LGBTİ+’ları, haksız, hukuksuzca tutuklayıp hapse atıyor, ev hapisleri veriyorsunuz.

Kadına yönelik erkek şiddetini engellemeyenler, onlarca kez şikayette bulunan kadınları korumayan yetkililer kadın katillerini aklamaya devam ediyor.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı; Samsun’da yaşanan kadına yönelik erkek şiddetini “bir anneye uygulanan insanlık dışı şiddet vakası” olarak görüyor ve fail en ağır cezayı alacaktır diyor. Sayın bakanın görevi failin en ağır cezayı almasını sağlamak değil; önleyici ve koruyucu politikalar oymak ve var olan yasa ve sözleşmeleri uygulamaktır. Ayrıca bir kadına sadece anneyken değer veren, kadın bakanlığını, aile bakanlığı haline getiren bu zihniyeti de kabul etmiyoruz. Bu zihniyet yüzünden Samsun’da 3 yıl önce boşandığı eşini çocuğunun gözü önünde döven İbrahim Zarap “gözüm döndü” diyerek savunma yapabiliyor. Çünkü biliyorlar ki “gözüm döndü, kıskançlık krizine girdim, nefsime hakim olamadım, pişmanım” dediklerinde iyi hal indirimi alacaklarını.

Ankara’da ise Zeynel Korkmaz tartıştığı eşini 4 çocuğunun gözü önünde boğazından bıçaklayarak öldürdü. Katil Zeynel Korkmaz daha önce sosyal medya hesabından 6284 sayılı yasa ile ilgili; “bu kanun, tamamen yuva yıkan, örf ve adetlerimize, aile yapımıza aykırıdır” söylemlerini kullanmış. Kutsal aile, örf ve adetler diyerek biz kadınları şiddete maruz bırakıp, öldürmenize izin vermeyeceğiz. Yaşam güvencemiz olan 6284 sayılı yasayı savunup etkin uygulanması için mücadele etmeye devam edeceğiz.

İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı yasayı uygulamayan, Sözleşme’nin kaldırılmasını gündeme getirenler; 428 gündür Gülistan Doku’yu bulmayanlar, Aleyna Çakır’ın katili Ümitcan Uygun hakkında cinayetten tutuklama yapmayanlar, tecavüzcü Musa Orhan’ı serbest bırakanlar kadın cinayetlerinin sorumlularıdır.

Patriyarkal sistem erkeklerin maddi ve manevi her alanda üstünlüğü üzerine kurulu. Erkekler bu üstünlükleri tehlikeye girdiği anda erkek – devletinde verdiği güçle istediklerini yapabiliyorlar. Erkekliğin dini, dili, ırkı, siyasi görüşü yoktur. Erkeklik her yerde, her kesimde aynı. Sosyal medyaya kendini aklamaya çalışan belli kesimdeki erkekler şiddet uygular diyen erkekleride biliyoruz. Erkekliğin verdiği güçle kapalı kapılar ardında ya da alenen şiddet uyguluyorsunuz.

Kadınlar, çalışma ve toplumsal yaşamda, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile karşı karşıya kalmaktadır. Herhangi bir sosyal güvencesi olmadan kayıt dışı olarak çalıştırılan kadınlar “ucuz emek gücü” olarak görülmekte, “eşit değerde işe eşit ücret”ten yoksun bırakılmaktadırlar. Covid 19 pandemisiyle birlikte kapitalizmin yarattığı sorunlar derinleşmiş, pandemi kadına yönelik ekonomik, psikolojik, fiziksel, cinsel şiddeti; kadın bedeni, emeği üzerindeki sömürü ve baskıyı arttıran bir politikanın fırsatı haline getirilmiştir.
Çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının sadece kadına özgü bir sorumluluk gibi görülüp kadının sırtına yüklenerek, bakımın kamusal bir hizmet olarak sunulmaması, sosyal destek politikalarının geliştirilmemesi, metalaştırılan hizmetlerin fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle, kadınlar istihdamdan kopmakta ya da hiç istihdam alanına girememektedir. Bakım maliyetlerinden kaçınmanın yolu haline getirilen bu uygulamalar, kadının hane içi emeğini görünmez kılmaya, değersizleştirmeye devam ederken, emeğinin görünür ve değerli olması için gerekli ekonomik düzenlemeler yapılmamaktadır. Bunun sonucunda kadınlar, kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda kalmaktadır.
Nüfus politikaları, ataerkil kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun biçimde, kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığı denetlenerek sürdürülmektedir. Ülkemizde özellikle son yıllarda, kadınların toplum içindeki ekonomik, kültürel ve sosyal etkinliği, siyasi iktidarın bilinçli politikalarıyla sürekli azaltılmaktadır. Kadınlar, muhafazakar–feodal kültürün baskısı ile evine kapanmaya zorlanmaktadır. Kadınların istihdam ve sosyal yaşama katılım oranlarında, son yıllarda görülen düşüş, bunun en açık göstergesidir.

Taleplerimiz açık ve net:
*Kadınlar ve LGBTİ+ lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler acilen yapılmalı,İstanbul Sözleşmesi’nin tartışılmasına son verilmeli, 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalı,
*Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılık terk edilmeli,esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmeli güvenceli, düzenli işler yaratılmalı,
*Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçmesi sağlanmalı,
*Bir sağlık ve sosyal hak olarak kürtaj hakkının kullanımını engelleyen fiili uygulamalardan vazgeçilmeli, güvenli ve parasız kürtaj olanakları sağlanmalı,
*Kadınlar regl döneminde en az iki gün ücretli izinli olmalı,
*Kadın istihdamın önündeki engellerden olan çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı kamusal hizmet olarak sunulmalı, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikalar uygulanmalı,
* Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşleri açılmalı,
*ILO 190 sayılı sözleşme uygulanmalı,
*Kadını eğitimden, istihdamdan, yaşamdan koparan, çocuk yaşta evliliklerin hızla artmasına yol açan 4+4+4 eğitim sistemi hemen iptal edilmeli,
*8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır.

Kadınların eşit ve özgür olduğu, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için,
Hayatlarımıza sahip çıkmak için,
Savaş ve işgal politikalarına geçit vermemek için,
Demokrasi ve barış için,
Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için,
Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için,
Emeğimizi ve hayatı örgütlemek için,
Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olup haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Yaşasın Feminist Mücadelemiz

Yaşasın Kadın Dayanışması

Read more
  • Published in Genel
No Comments

Ortak Mücadele Hep Birlikte Kampanyası One Day One Struggle 2020

Pazartesi, 09 Kasım 2020 by Katre Kadın

Türkiye’nin Erzincan ilinde yer alan Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği; heteroseksüelliğin, cisseksizmin, alloseksizmin, monoseksizmin normal ve zorunlu olarak kabul edildiği dünyamızda, cinsel yönelimlerinden ve cinsiyet kimliklerinden dolayı sistematik bir ayrımcılığa, fiziksel, duygusal, psikolojik saldırılara maruz kalan LGBTİ+’ların güçlenmesi için LGBTİ+’larla (evli geyler, trans kadınlar) atölye çalışmaları yapmıştır. LGBTİ+’lardan şiddet başvuruları almakta ve başvurulara istenilen desteği sağlamaktadır.
CSBR’nin desteği ile gerçekleştirdiği “Erzincan’da LGBTİ+’lar Güçleniyor” projesi ile LGBTİ+’larla atölye çalışmaları yapıyor. Atölyeler; LGBTİ+’ların homofobik/transfobik baskı ve dışlanmanın sonucu olarak ortaya çıkan yalıtılmışlık duygularıyla baş edebilmelerini, LGBTİ+’lar arasında dayanışma becerileri geliştirmeyi, birlikte birbirlerinden öğrenerek farkındalıkları artırmayı ve deneyim paylaşımları yaparak güçlenmeyi hedefliyor.
Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği, heteroseksizm ve patriyarka ile mücadele ederek, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için çalışıyor.

Katre Kadin joins the campaign through their on-going workshop for LGBTI+ solidarity in Erzincan.

Located in the province of Erzincan, Katre Women’s Consultation and Solidarity Association, works to achieve gender equality by combatting heterosexism and patriarchy. Katre Kadin recieves many applications LGBTI+ individuals experiencing violence, and provides appropriate and necessary supports. This year, supported by CSBR, Katre Kadin launched the “LGBTI+ Getting Stronger in Erzincan” project. Through a series of workshops, the project beings LGBTI+ individuals together with the aim of countering isolation from homophobic and transphobic oppression and exclusion, developing solidarity skills amongst LGBTI+ individuas, and learning from each other through experience exchange.

Read more
  • Published in Genel
No Comments

Türkiye’deki İnsan Hakları Savunucularına Kapsamlı Destek Programı

Salı, 18 Ağustos 2020 by Katre Kadın

Türkiye’de ki İnsan Hakları Savunucularına Kapsamlı Destek Programının fon desteği ile gerçekleştirdiğimiz projemizde, kadınların hakları ve alabilecekleri destekler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak, şiddet yaşayan kadınların destek mekanizmalarına ulaşabilmelerine destek olmak” amacıyla atölyeler yapmayı planladık.

Projemizin atölyeleri kadın dayanışması ve örgütlenmesinin temel prensiplerine odaklanarak düzenlenecektir.

Projede, eğitici eğitimleri uygulanarak, proje ekibinin alınan eğitimleri, proje bitiminden sonraki çalışmalarda da aktarımını yapması sağlanacaktır. Proje ekibi, halihazırda şiddet başvuruları almakta ve sahada kadınlarla farkındalık grup çalışmaları yapmaktadır; alacağı eğitici eğitimi ile deneyimleri artacak ve güçlenecektir.

Saha temsilcileri, eğitici eğitimleri alarak, yaşadıkları yerlerdeki şiddete maruz bırakılan kadınlara ulaşarak, da(ya)nışma merkezimize yönlendirmeler yapacaklardır. Saha temsilcileri, kadınların kendi aralarında dayanışma ağları kurmalarına dayanışma örneklerinin oluşturulmasına zemin hazırlayacaklardır.

Eğitici eğitimleri kapsamında yapılacak atölye çalışmalarından farkındalık atölyeleri; Covid-19 salgını nedeniyle 17.07.2020 – 22.07.2020 tarihleri arasında 6 gün süresince Zoom üzerinden online olarak 14 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. Atölye çalışmaları, toplumsal cinsiyet, ayrımcılık, dünyada ve Türkiye’de kadın hareketi, erkeklikler, toplumsal cinsiyet ve şiddet, insan hakları, kadın hakları, LGBTİ+ hakları konuları çerçevesinde etkinliklerle gerçekleştirildi.

Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının konuşulduğu atölye çalışmasında ; toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı kadınların ikincilleştirilmesi, cinsiyetçi iş bölümü, eğitim, sağlık, siyaset, mülkiyet gibi alanlarda kadınların daha az söz sahibi olması, ayrımcılığa maruz kalması ve cinsiyetçi söylemler üzerine tartışıldı ve etkinlikler yapıldı.

“Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün, karı gibi kırıtma, adamakıllı, ev hanımı, insanoğlu“ gibi atasözleri ve deyimlere çok küçük yaşlardan itibaren maruz kalmamız, erkekliğin bu vb. söylemlerle yüceltildiği üzerine konuşuldu.

Erkekliklerin konuşulduğu atölye çalışmasında “hegemonik erkeklik, suç ortağı erkeklik, madun erkeklik, marjinal erkeklik“ olmak üzere 4 tür erkekliğin olduğu üzerine konuşuldu. Bunlardan hegemonik erkekliğin en kritik olduğu, ataerkilliğin inşasında önemli bir rol oynadığı, erkeklikler içinde en dezavantajlı grubun heteroseksüellik dışındaki cinsel yönelimleri nedeniyle madun erkeklikler olduğu üzerine tartışıldı.

Şiddet türleri, şiddet döngüsü üzerine konuşuldu. Her türlü şiddetin öğrenilmiş, seçilmiş, denetlenebilen bir davranış biçimi olduğu üzerine örnekler ve hikayeler üzerinden tartışıldı.

Erkeklerin hayatın her alanında çok fazla ayrıcalıklarının olduğu, askerlik ve sünnet gibi mağduriyetlerinin olduğu yapılan etkinliklerde konuşuldu.

Toplumsal cinsiyet temelli şiddetin konuşulduğu atölye çalışmasında, ülkemizde şu an gündemde olan ve mevcut iktidarın kaldırmaya çalıştığı İstanbul Sözleşmesi’nin öneminden, sözleşmenin kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, herhangi bir ayrım gözetmeksizin bir insanın cinsiyeti üzerinden şiddete maruz bırakılmasının önlenmesi, şiddete uğrayanların korunması ve şiddet faillerinin gerektiği şekilde cezalandırılması için devletlerin yükümlülüklerini tanımlayan bir metin olduğu üzerine konuşuldu. “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz“ diyerek Erzincan’da yaptığımız ve Türkiye genelinde yapılan eylemlerden bahsettik.

Rıza inşası kavramından bahsedilerek rızanın nasıl inşa edildiğine, bir kez rıza gösterilmesinin her seferinde rıza vermek anlamına gelmediği üzerine konuşuldu.

Sığınaklarla ilgili bilgi ve deneyim paylaşımı yapıldı. Sığınakların şu anki mevcut durumundan ve nasıl olması gerektiği ile ilgili konuşuldu.

Read more
  • Published in Genel
No Comments

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Salı, 18 Ağustos 2020 by Katre Kadın

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, herhangi bir ayrım gözetmeksizin,

bir insanın cinsiyeti üzerinden şiddete maruz bırakılmasının önlenmesi, şiddete uğrayanların

korunması ve şiddet faillerinin gerektiği şekilde cezalandırılması için somut hukuki ve toplumsal

adımları tanımlayan, devlete açık ve net yükümlülükler getiren uluslararası bir metindir.

Türkiye, 2011 yılında İstanbul’da törenle imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni,diğer bir adıyla İstanbul Sözleşmesini imzalayan ilk ülkedir. Sözleşme 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Türkiye’nin de kurucularından olduğu Avrupa Konseyi’nin hazırladığı sözleşme, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanmıştır.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ!

İstanbul Sözleşmesi’nin 6. yılında mevcut hükümet sözleşmeden çekilmeyi tartışıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmek her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü, çocuk istismarlarının arttığı bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmaktır.

Tartışmalara sebep olan 4. madde; ev içinde şiddete uğrayan herkesi; kadın, çocuk, yaşlı, erkek, engelli gibi pek çok grubu cinsiyet , ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka bir görüş, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, medeni hal, göçmenlik statüsü gibi, herhangi bir nedenle ayrımcılık yapmaksızın korumayı temin eder. Aynı ayrımcılık yasağı Anayasa’dada mevcuttur. Sözleşme cinsel kimliklere ilişkin devletlere şiddetten koruma yükümlülüğü getirmektedir.

Sözleşmenin felsefesini ve öngördüğü bütünsel politikayı oluşturan ana tema, hayatın tüm alanlarında kadın erkek eşitliğini sağlamaktır. Sözleşme karşıtlarının öne çıkardığı gerekçeler başka olsa da, asıl sebep sözleşmenin şiddeti cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak tanımlaması ve kadınlarla erkeklerin eşit olduğu fikrini temel almasıdır. Aileyi parçalayan asıl olgunun şiddet olduğu bu denli açıkken, şiddeti önleme amaçlı bir toplumsal metni “aileyi ve toplumu parçalayacağı” iddiasıyla yok etmeye kalkışmak aslında eşitlik fikrini yok etmeye yönelik bir hamledir. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak, sadece cinsiyet eşitliği talep edenlerin değil, inanaç, etnik köken, dil, mezhep, felsefi görüş ve bunun gibi nedenlerle ayrımcılığa maruz bırakılan tüm toplumsal kesimlerin en acil gündemi olmalıdır.

İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya çalışmak, uygulamamak biz kadınların hayatlarını ellerinden alıyor. Şiddetle mücadele mekanizmalarına yapılan her saldırı kadınlara tehdit, şiddet faillerine teşvik demektir.

Sadece sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla

yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, tazminat, çok dilli ve anadilinde destek, eşitlik politikaları

geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istiyoruz!

– İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara derhal son verilsin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284

Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın uygulanmasındaki eksiklikler giderilsin, kadına

yönelik şiddete karşı acil önlem planı yapılsın.

– Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet, ücretsiz, sadece kadın yönelik şiddet

alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.

– Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve

kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın.

– Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler

yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın.

– Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.

– Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.

– Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata

eklensin.

– İstanbul Sözleşmesi’nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak

yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması

için açık ve net düzenlemeler yapılsın.

– Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler

açılsın.

– Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak

açılsın.

– Nafaka tartışmalarına, boşanma süreçlerinde arabuluculuk vs uygulamalarına, boşanma

süreçlerinin zorlaştırılmasına kısacası kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm

tartışmalara bir son verilsin. Boşanma süreçlerinde kadınlara istihdam, barınma, sağlık ve

eğitim olanakları sağlansın. Kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata

geçirilsin.

– Kadın / Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulsun.

Read more
  • Published in Genel
No Comments

KORONA SALGINI SÜRECİNE DAİR BASIN METNİMİZ

Salı, 31 Mart 2020 by Katre Kadın

Dünyada ve ülkemizde giderek yaygınlaşan korona salgını ile birlikte biz kadınların üstündeki baskı ve tahakküm katlanarak artmaktadır. Kadınlar en çok en yakınları tarafından (baba, abi, koca, yakın akraba) şiddete maruz bırakılıyor ve öldürülüyor. Sosyal izolasyonun sağlanması için evlere kapandığımız günden beri, erkek şiddeti daha fazla artmaya başladı. Çünkü kadınlar, kendisine şiddet uygulayan kişiyle aynı evde daha uzun süre birlikte kalmak zorunda. Korona salgınından önce kadınlar; şiddete uğradığında polise, karakola, savcılığa daha rahat şikayette bulunabiliyor, evde yalnız kaldıklarında telefon aracılığıyla da şikayet edebiliyorlardı. Ancak korona salgınıyla birlikte evlerde sürekli şiddet uygulayanla bir arada kalmak zorunda olan kadınlar, şiddet başvurusunda bulunmakta zorlanabiliyor.

Korona salgının getirdiği sağlık problemleri ve artan ekonomik kriz kadınlar için birçok sorunu da beraberinde getirdi. “Evde kal” çağrılarıyla sosyal devletten beklenen ve sosyal devletin yapması gereken işlerin çoğunu kadınlar şikayet etmeden, doğal görevleriymiş gibi ücretsiz bir şekilde yapmaya mahkum ediliyor.

“Hayat eve sığar, evde hayat var” güzel, afilli sloganlar ama gerçeği yansıtmıyor. Var olan aile içi erkek şiddeti ile evdeki hayat zaten yok ediliyordu. Salgınla birlikte de hayat eve sığmadığı gibi evi kadınlara dar ediyor. Hayatın eve sığabilmesi için kadınlara güvenli bir ortam sağlanmalı, 6284 Sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi uygulanmalıdır. Aksi halde hayat yok edildiği gibi evinde bir anlamı kalmıyor.

Erkek şiddetinin olmadığı sağlıklı günlere, dayanışmayla.

Hayatlarımızı tehdit eden salgın sürecine ve bu süreçte artan erkek şiddetine karşı taleplerimiz;

  • Karakol, polis merkezleri ve savcılıkların salgın bahane edilerek, sadece acil işlemler denilerek kadınların şikayet başvurularını reddetmemelerini ve ivedilikle işleme almalarını,
  • 183 Acil Destek Hattının 7/24 aksaklıklar olmadan başvurulara destek vermesini,
  • 6284 Sayılı Kanun salgın hastalıklar bahane edilerek askıya alınmamalı, 6284 Sayılı Kanun kapsamındaki tedbirler uygulanmalı,
  • Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kadına yönelik şiddete karşı kamu spotları hazırlamasını,
  • Korona salgını sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesini,
  • Bütün sağlık hizmetleri ve sağlık ürünlerinin ücretsiz ve erişilebilir olmasını,
  • Sağlık çalışanlarının haklarının korunmasını ve ekipman ihtiyaçlarının giderilmesini,
  • KHK ile işten atılmış sağlık çalışanlarının görevlerine iade edilmesini,
  • Sağlık çalışanları ve zorunlu sektörler dışında çalışanlara ücretli izin verilmesini talep ediyoruz.
Read more
  • Published in Genel
No Comments

“Renklerin Dayanışması İle Güçleneceğiz” Projesi

Çarşamba, 11 Mart 2020 by Katre Kadın

Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin desteği ile gerçekleştirdiğimiz projemizde, kadınların hakları ve alabilecekleri destekler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak, şiddet yaşayan kadınların destek mekanizmalarına ulaşabilmelerine destek olmak” amacıyla atölyeler yapmayı planladık.

Derneğimizin üyesi ve gönüllüsü olan kadınlar için kapasite geliştirme çalışmaları “haklarımız, farkındalık ve hukuk atölyeleri” çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Projemizin atölyeleri kadın dayanışması ve örgütlenmesinin temel prensiplerine odaklanarak düzenlenecektir.

Projede, eğitici eğitimleri uygulanarak, proje ekibinin alınan eğitimleri, proje bitiminden sonraki çalışmalarda da aktarımını yapması sağlanacaktır. Proje ekibi, halihazırda şiddet başvuruları almakta ve sahada kadınlarla farkındalık grup çalışmaları yapmaktadır; alacağı eğitici eğitimi ile deneyimleri artacak ve güçlenecektir.

Saha temsilcileri, eğitici eğitimleri alarak, yaşadıkları yerlerdeki şiddete maruz bırakılan kadınlara ulaşarak, da(ya)nışma merkezimize yönlendirmeler yapacaklardır. Saha temsilcileri, kadınların kendi aralarında dayanışma ağları kurmalarına dayanışma örneklerinin oluşturulmasına zemin hazırlayacaklardır.

Atölye çalışmalarının konu başlıkları, kadınlarla yaptığımız grup çalışmalarında alınan geri bildirimler sonucunda, ortaya çıkan şiddetle mücadelede karşılaşılan sorunlara ve kadınların yaşadığı sorunlara karşılık olarak belirlenmiştir. Yasal haklarımız ve alabileceğimiz destekler hakkında bilgi, deneyim sahibi olmak, kadın bakış açısı konusunda farkındalık kazanmak, yasal, hak ve düzenlemelerin kadınlar için daha etkin kullanılmasını sağlamak, kadınların, ev içinde ve kentsel yaşamda konumlarını güçlendirmelerine, kamusal alanda görünür olmalarına destek olmak, kadınlar için araştırmalar yürütmek, savunuculuk yapmak, yazı, haber yazmak ve yasaların kadınlar lehine uygulanmasını takip etmek, kadınların cinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal şiddete karşı mücadele edebilmeleri için destek sağlamak amacıyla, atölye konuları belirlenmiştir.

Hukuk atölyeleri;eğitim,ve hukuki haklar, adli yardım, şikayet mercileri ve mekanizmalar,6284 sayılı kanun, CEDAW, İstanbul Sözleşmesi,nafaka hakkı konularında farkındalık atölyeleri; toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı şiddet, kadının insan hakları, erken yaşta evlilikler,ayrımcılık, LGBTİ+ hakları, cinsel, bedensel , üreme hakları konularında yapılmasına karar verilmiştir.

Hukuk atölyelerimiz, kadının insan hakları ve kadın haklarına yönelik yasalar hakkında bilgilenmelerini sağlamak üzere planlanmıştır.

Kadınların, hukuki konularda bilgi sahibi olmalarının şiddetle mücadeleye başlamaları için tek başına yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Kadınların hakları konusunda edindikleri hukuki bilgiler, toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığıyla buluştuğunda şiddete karşı çok daha güçlü bir mücadele sürdürebilmektedirler.

Farkındalık atölyelerimiz, “kadınların geleneksel rolleri içinde, kadın olmanın gereğiymiş gibi yaşadıkları şiddet ve hak ihlallerini fark etmeleri ve bununla mücadele etmeye başlamaları” amacıyla uygulanacaktır. Katılımcılarımızın eğitim ve deneyim paylaşımlarıyla farkındalık; çevrelerindeki diğer kadınlarla dayanışma ve birlikte güçlenme motivasyonunu artıracaktır.

Read more
  • Published in Genel
No Comments

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Salı, 10 Mart 2020 by Katre Kadın

Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği olarak feminist ilke ve yöntemlerle hiçbir ayrım gözetmeksizin kadınları ve LGBTİ+ ları destekleyici çalışmalar yürütmekteyiz. Kadınlar ve LGBTİ+ lar olarak birbirimizden güç alarak ve dayanışarak erkek şiddeti ile mücadelemizi sürdürüyor, haklarımız ve hayatlarımızı savunuyoruz.

Rengimiz, dilimiz, inancımız farketmeksizin; haklarımıza, kazanımlarımıza saldırılar, katmerli sömürü, baskı ve şiddet artarak devam ediyor. Cinsiyete dayalı iş bölümü ile patriyarka ve kapitalizm, her gün kendini yeniden üretiyor. Patriyarkal sistem; evde, işte, sokakta her gün biz kadınları baskılamaya ve sömürmeye devam ediyor.

Hayatlarımızın her anını, denetleme hakkını kendinde gören, saat kaçta nerede olduğumuza, ne giydiğimize müdahale edip, ev içindeki emeğimizi görünmez kılan, iş yerlerinde güvencesiz ve esnek çalıştırılmaya bizleri mahkum eden, eşit işe eşit ücret talebimizi yok sayan erkeklerden ve erkek egemen sistemden alacaklıyız.

Sözümüzle, itirazımızla, haklı mücadelemiz ve haklı taleplerimizle sesleniyoruz.

Biz kadınlar haklarımız, hayatlarımız ve kazanımlarımız için mücadeleye etmeye devam edeceğiz. Bizler; yaşanabilir, özgür, eşit, sömürüsüz ve savaşsız bir ülke ve dünyadan yanayız!

Tüm yasaklamalara rağmen, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamaktan vazgeçmeyeceğiz.

Yaşasın 8 Mart

Wes Bo 8 Adar

Biji 8 Adare

Read more
  • Published in Genel
No Comments

KATRE KADIN DANIŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ 2020/2 E-BÜLTEN YAYINLANDI

Salı, 03 Mart 2020 by Katre Kadın
Read more
  • Published in Genel
No Comments

14 Şubat Sevgililer Günü İle İlgili Basın Açıklaması

Cuma, 14 Şubat 2020 by Katre Kadın

Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü, bugün en romantik en kırmızı kalpli, bol balonlarla, bol güllerle bezetilerek aşk kisvesi altında hayatlarımıza ipotek koyularak, şiddetin meşrulaştırıldığı gün. Aşkın sevginin evliliğin biz kadınlara dayatılıp, pazarlanıp, güzellemelerinin yapıldığı gün.

Günler öncesinden telefonlarımıza çeşitli bankalardan, firmalardan sevgilimize hangi hediyeyi alırsak daha makbule geçeceğini tembihleyen mesajlar gelir. Bütün kadınların falanca markanın feşmekanca pırlanta yüzüğüne bayılacağının reklamı döner günlerce televizyon ekranlarında. Patriyarkanın kanla beslediği elmas madenlerindeki çocuk işçilerin ve insan hakları ihlallarinin kanlarıyla yıkanmış tek taşları; yine erkek şiddetini besleyen, meşrulaştıran, şiddeti başka bir şiddetle süsleyen ve bizlere dayatan bugüne isyanımız var.

Evlilikte ve ikili ilişkilerde yaşanan şiddet görünmez kılınıp, pahalı hediyelerle unutturulmaya çalışılıyor. Heteroseksüel kadın ve erkek ilişkilerini kutsayarak hem biz kadınları tahakküm altına almaya çalışan hem de cinsel yönelimi farklı olanlarımızı toplum tarafından dışlayan egemen bir ahlak anlayışı yaratarak bugünleri bizlere özel gün olarak sunuyorlar.

Biz kadınlar, her gün erkekler tarafından öldürülürken tacize, tecavüze, şiddete, her türlü baskı ve sömürüye maruz bırakılırken 14 Şubat Sevgililer Günü’nün erkekler tarafından bizlere lütufmuş gibi sunulduğu eşit olmayan aşk güzellemelerine itirazımız var. Erk olmanın ayrıcalığı ile şiddetin, sömürünün üzerini senede bir gün pahalı hediyeler ve yemeklerle kapatmaya çalışamazsınız. “Seni uğruna ölecek kadar seviyorum, seven insan kıskanır” diyerek hayatlarımızı tahakküm altına alan, biz kadınları mülkü olarak gören erkeklerin aşkları, sevgileri her gün bizleri öldürüyor. Biz eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşamı; reddettiğimiz, boşanmak istediğimiz için öldürülmediğimiz her günü bütün özel günlere tercih ediyoruz.

Biz kadınların;

  1. Erkeklerin, toplumun; evlilik, aile adı altında bizlere dayattıkları bu düzene itirazı var.
  2. Eşit olmayan aşka, sevgiye itirazı var.
  3. Bizi eve hapseden, tecrit eden evliliklere itirazı var
  4. Giydiğimiz kıyafetten tutun o saatte orada olmamıza kadar hayatımızın her alanına müdahale etmeyi kendilerinde hak olarak görenlere itirazı var.
  5. Kaç çocuk yapacağımıza karışan, bedenimiz üzerinde söz hakkı olduğunu düşünen haklarımızı kısıtlayan yasalara itirazı var.
  6. Hayırı naz olarak görenlere itirazı var. Hayır, hayırdır.
  7. İlişkilerde bizleri aşağılayan, küçük düşüren, söz hakkının sadece kendisine ait olduğunu düşünerek bizi flört şiddetine maruz bırakanlara itirazı var.
  8. Hayatımızı kolaylaştırdığı düşünülen robotlar, hediye ederek hayatımızı mutfağa hapsedenlere itirazı var.
  9. Aile içi şiddette, tacizde, tecavüzde; evin düzeni, ailenin huzuru, elalemin ne diyeceği yüzünden kadınları susmak zorunda bırakan, kadının iradesini erk’in buyruğuna uymaya bırakan düzene itirazı var.
  10. “Ailesiz kadın korumasız kadındır” diyerek bizlere en yakın şiddetin aileden geldiğinin üstünü kapatan zihniyetlere itirazı var. Daha bir kaç gün önce babası tarafından katledilen Şeyma ailesi tarafından mı korunmuştu?

Hediyeniz, aşkınız sizin; hayatlarımız, özgürlüğümüz bizim olsun.

Read more
  • Published in Genel
No Comments

KATRE KADIN DANIŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ 2020/1 E-BÜLTEN YAYINLANDI

Salı, 04 Şubat 2020 by admin
Read more
  • Published in Genel
No Comments
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4

Recent Posts

  • Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi İçin Erzincan’da Farkındalık Atölyeleri

    Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Sivil Toplum ...
  • OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTI ÇAĞRISI

    Derneğimizin Olağan Genel Kurul Toplantısı, 30/...
  • KADIN DAYANIŞMASI ÇOĞALIYOR

    Bu rapor, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın deste...
  • Erzincan’da Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evlilikler(ÇYEZE) İle Mücadele Projesi Raporu

    Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler dünyada ...
  • Erzincan’da Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler İle Mücadele Projesi

    Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Sivil...

Son yorumlar

    Archives

    • Nisan 2025
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Mayıs 2024
    • Eylül 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Ekim 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Şubat 2022
    • Aralık 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Kasım 2020
    • Ağustos 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Ağustos 2019

    Categories

    • Genel

    Üst veri

    • Oturum aç
    • Kayıt akışı
    • Yorum akışı
    • WordPress.org

    Featured Posts

    • Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evliliklerin Önlenmesi İçin Erzincan’da Farkındalık Atölyeleri

      0 comments
    • OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTI ÇAĞRISI

      0 comments
    • KADIN DAYANIŞMASI ÇOĞALIYOR

      0 comments
    • Erzincan’da Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evlilikler(ÇYEZE) İle Mücadele Projesi Raporu

      0 comments
    • Erzincan’da Çocuk Yaşta, Erken ve Zorla Evlilikler İle Mücadele Projesi

      0 comments
    • Ana Sayfa
    • Who we are
    • What we do
    • Our history
    • Our team
      • Projelerimiz
      • Erzincan’da Kadın ve Sağlık Hakkı Projesi
    • Erzincan’da Kadın ve Sağlık Hakkı Projesi
    • Basın Açıklamaları
    • Katre Kadın Projeler
    • Yayınlar
    • Ana Sayfa
    • Hakkımızda
    • Faaliyetlerimiz
    • Resim Galeri
    • İletişim ve Konum

    Bu web site içeriği Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla Erzincan Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği'ne aittir ve AB'nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

    2019 katrekadin.com ♥ by

    TOP